Winnie the Pooh ♥ A. A. Milne

haftasonu Beşiktaş’ta ki Kabalcı kitabevine uğramış raflar arasında kaybolmuşken indirimli bölümde buldum bu hazineleri.. genelde ikinci el kitap almak tercihim olsa da kampanya zamanlarında ikinci elini bulamayacağım kitaplara rastlamak çok ama çok sevindirici oluyor.. neyse o gün üstteki ilk kitabı aldım geldim yurda.. ama nasıl seviyorum okumaya kıyamıyorum resmen.. sarılıyorum falan kitaba o kadar yani.. baskısı, cildi çok kaliteli.. tamamı kuşe kağıda tam 183 sayfa diyesim geldi burada :) resimler de orijinal basımdakilerle aynı.. hikayeler ise bir harika..♥

kitabın arkasında diyor ki: “Winnie-the-Pooh’un baş kahraman olduğu bu ilk kitap 1926 yılında yayımlandı. Kitapta Alan Alexander Milne’nin, oğlu Christopher Robin’in oyuncaklarından ve onlarla oynadığı oyunlardan esinlenerek yazdığı on öykü yer almaktadır.”

ben mesela kitapları alana kadar bunu bilmiyordum.. ama çizgi filmi de çok güzeldi hâla yayınlanıyor mu acaba? şimdi hiç güzel çizgi filmler yok tv’de :(

e tabi böyle içim giderek okuyunca gidip devamını almazsam hayatım boyunca içimde kalırdı sanırım.. toplamda dört kitap var ama üç ve dördüncü kitaplar şiirlerden oluşuyor.. o yüzden ben onları almaya gerek duymadım.. her gece yatmadan ve geç kalmamışsam sabah kalkar kalkmaz bir iki hikaye okuyorum.. günlerim daha güzel geçiyor.. hatta bitince baştan yine okuyacağım..

bu da kitaptaki çizimlerden biri mesela.. almak istiyorsanız hala yarı fiyatınayken kaçırmayın derim.. bu da minicik bir bölüm..

(“Ben mi?” diye sordu Christopher Robin kuşkulu bir sesle.

“Evet aklına ilk gelen sendin.”

Christopher Robin hiçbir şey söylemedi, fakat gözleri kocaman kocaman açıldı ve yüzü pembe pembe oldu.)

Hobbit ∞ oradaydık ve şimdi buradayız

ben bu yaşıma kadar nasıl okumamışım diye düşündüm durdum.. aslında Tolkien’i kitapları dururken neredeydim?? böyle fantastik öykülere öyle bayılıyorum ki tarifi yok.. Hobbit’i okurken kendimden geçtim neredeyse.. öyle güzel anlatılmış ki filmini kafamda çektim bitirdim diyebilirim.. yakında filmi gerçektende çekiliyor zaten yönetmeni de Peter Jackson, yani benim hayallerimin ötesinde bir şey çıkacak ortaya eminim.. Yüzüklerin Efendisi serisini defalarca seyretmiş biri olarak heyecanla beklediğimi tahmin edersiniz.. şimdi Altıkırkbeş’ten çıkan diğer Tolkien’lerin peşindeyim… hepsi benim olmalı..

Hobbit bizim Frodo’nun amcası -amcasıydı diye hatırlıyorum büyükbabası mıydı yoksa?- Bilbo Baggins’in ilk macerasını ve güç yüzüğünü buluş hikayesini anlatıyor.. bir yüzüklerin efendisi değil belki ama harika bir atıştırmalık :)

arka kapak yazısı bile ayrı bir olaydır bence..

Başlangıçta herşey normaldi. J.R.R. Tolkien bir profesördü.1937’de kendi çocukları için bir masal yazdı.Tüm masallarda olduğu gibi bu masalda da cüceler, ejderhalar ve ejderhaların el koyduğu altınlar vardı.Bu noktadan sonra tipik 6.45 okurunu ilgilendiren bir şey oldu.1968’de uzun saçlı insanların bir ellerinde Hesse diğer ellerinde J.R.R. Tolkien kitaplarıyla dolaştıkları görülmedi. Bize kalırsa kitapları aynı ellerinde taşıyorlardı.

Portakal Kız

bu sıralar aşırı derecede kitap okuyorum.. aşırı derken boş vakitlerimin çoğunu internet yerine kitaplarla dolduruyorum desek daha doğru olur.. zaten internet hayatıma girdiğinden beri eskisi gibi okuyamıyordum.. ama şimdi formumu yeniden kazandım ve durumdan son derece hoşnutum.. neler neler kaçırıyordum şu bela yüzünden ama artık bağımlılıklarımı yenmeyi öğrendim sanırım..

bundan yıllar önce Bursa Büyükşehir Kütüphanesinde sıkça karşıma çıkan bir kitaptı bu.. ama bir türlü elime geçmemişti.. geçenlerde kitapçımda rastladım ve artık almanın zamanı geldi diye düşündüm.. çok güzel bir kitap.. sıkça düşündüren ve duygulandıran bir öykü.. ben çok sevdim.. bundan sonra burada oldukça sık kitap tanıtımlarına rastlayabilirsiniz benden söylemesi.. her zaman dizi izlemek olmaz ki..

buyrun bu da arka kapak yazısı:

‘Hayatı seçen ölümü de seçer.’

Georg, ölümünden 11 yıl sonra babasının kendisine yazmış olduğu uzun bir mektupta zor bir soruyla karşı karşıya kalır.

‘Eğer sana seçme şansı verselerdi, kısacık hayatın ardından öleceğini bile bile yaşamayı kabul eder miydin? ‘ Portakal Kız Sofie’nin Dünyası’nın yazarı Jostein Gaarder’in gençler için yazdığı yeni kitabı….

Georg 4 yaşındayken kaybettiği babasından aldığı veda mektubuyla geçmişe bir yolculuğa çıkar. Ona gizemli Portakal Kız’la yaşadığı aşk hikayesini uzun uzun anlatmıştır. Ancak okudukça mektubun, onun geleceğiyle ilgili olduğunu kavrar. Babası onun sorularına artık cevap veremeyecektir, ama sevgiye, hayata ve ölüme dair doğru sorular sormasını sağlayacaktır.

 

WordPress.com'da Blog Oluşturun.